Kapitalizm nedir?
Kapitalizm, tüm arazilerin özel mülkiyete ait olduğu, tamamen kontrolsüz ve düzensiz bir ekonomiyi gerektiren üretim araçlarının özel mülkiyetine dayanan sosyal sistemdir. Ancak devlet ve ekonominin ayrılması birincil değildir, kapitalizmin dayandığı önermenin yalnızca bir yönüdür: bireysel haklar. Kapitalizm, bireysel haklar doktrinine dayanan tek politik-ekonomik sistemdir. Bu, kapitalizmin herkesin kendi hayatının sahibi olduğunu ve başkalarının haklarını ihlal etmediği sürece hayatını dilediği şekilde yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ettiği anlamına gelir.
Kapitalizmin temel doğası nedir?
Kapitalizmin temel doğası, kişisel çıkar arayışı yoluyla toplumsal uyumdur. Kapitalizmde, bireyin kendi ekonomik çıkarı peşinde koşması, aynı anda diğerlerinin ekonomik çıkarlarına da yarar sağlar. Kapitalizm, her bireyin hükümet düzenlemeleri tarafından engellenmeden hareket etmesine izin vererek, sonuçta yaşam standardını yükselten, ekonomik fırsatları artıran ve herkes için sürekli artan bir ürün arzı sağlayan zenginliğin mümkün olan en verimli şekilde yaratılmasına neden olur. Serbest piyasa öyle bir şekilde işler ki, bir kişi kendisi için daha fazla zenginlik yaratırken, aynı anda herkes için daha fazla zenginlik ve fırsat yaratır, yani zenginler zenginleştikçe fakirler daha zengin olur. Anlaşılmalıdır ki kapitalizm, kapitalist olmayanlar da dâhil herkesin ekonomik çıkarlarına hizmet eder.
Kapitalizmin felsefi temelleri nelerdir?
Tüm siyasi sistemler nihayetinde bazı temel felsefelerin ifadesidir. Örneğin, Marksist sosyalizm, insanın, en büyük iyiliği “toplum”un amaçlarına hizmet etmek olan, kontrolünün ötesinde ekonomik güçler tarafından şekillendirilen kolektif bir varlık olduğunu savunur. Bununla birlikte kapitalizm, örtük olarak, insan zihninin gerçeklikle başa çıkma konusunda yetkin olduğunu, her insanın kendi mutluluğu için çaba göstermesinin ahlaki açıdan iyi olduğunu ve insanlar için yaşamak için tek uygun sosyal düzenlemenin olduğunu savunan bir dünya görüşüne dayanmaktadır.
Kapitalist bir toplumda hükümetin rolü nedir?
Hükümetin tek amacı, vatandaşlarını güç veya dolandırıcılıktan korumak olacaktır.
Devletin bunlar dışındaki herhangi bir işlevi, amacı ne olursa olsun, koruması gereken kişilere karşı güç kullanımını başlatarak hak ihlalini zorunlu kılacaktır. Örneğin, zorunlu vergi destekli eğitim, bazı insanları, gönüllü olarak ödemeyecekleri diğerlerinin eğitimi için ödeme yapmaya zorlar.
Kapitalizmin özgürlükle ne ilgisi var?
Kapitalizm, özgürlük ve özgürlüğün gerçekten var olabileceği tek sistemdir.
Özgürlük, her türlü sahtekârlık da dâhil olmak üzere fiziksel gücün olmaması anlamına gelir. Bir birey, kendisine karşı güç uygulanmadığında özgürdür, bu da herhangi bir birey için tek bir özgürlüksüzlük kaynağı olduğu anlamına gelir: diğer insanlar. Yani, bir insanın özgürlüğü ancak başka bir kişi veya grup kendisine karşı fiziksel güç kullanmaya başladığında ihlal edilebilir. Bir kişinin bir mili dört dakikadan daha kısa sürede koşmaya uygun olmaması veya yiyecek satın alamayacak kadar yoksul olması, özgürlüğünün ihlali değildir. Neden? Çünkü bu iki durumda da hiç kimse bireyin amaçlarına ulaşmasını zorla engellemiyor. Ancak kişinin kendi elektrik şirketini kuramaması gerçeği, özgürlüğünün ihlalidir. Neden ? Çünkü bu durumda eylemleri güç kullanımıyla engelleniyor – hükümetin kamu hizmetleri şirketleri üzerindeki yasal tekeli, güç tehdidiyle kendi elektrik şirketini kurmasını engelliyor.
Özgürlük, diğer insanların eylemlerine hiçbir olumlu kısıtlama getirmez. Özgür (ya da kapitalist) bir toplumda, tüm insanlar, başkalarının özgürlüğünü ihlal etmedikleri sürece – kendi haklarını zorla ihlal ederek – istedikleri gibi hareket edebilirler. Daha sonra, vatandaşlarının özgürlüğünü ihlal etmeyen, yalnızca bireysel hakları korumakla sınırlı bir hükümettir. Kapitalizm, bireysel hakları mutlak olarak desteklediğinden, kapitalizm de özgürlüğü mutlak olarak destekler.