Güzellik Fikri
Üzerinde sayfalarca fikir üretilebilecek konulardan biri de güzellik. Bir canlının, somut bir nesnenin veya soyut bir kavramın algısal bir haz duyumsatan, hoşnutluk veren özelliklerine güzellik diyoruz. Çok genel anlamda böyle tanımlanabilir.
Tarihteki bütün ünlü felsefeciler güzellik üzerine düşünmüşler, yorumlar yapmışlar. Estetiğin, toplumbilimin, toplumsal psikolojinin ve kültürün ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor. Fakat kültürel açıdan son derece ticarileştiği de bir gerçek.
Herkese Göre Değişiyor
Gözünüzle bir resim görür beğenirsiniz. Kulağınıza ahenkli bir müzik gelir, dinlemek istersiniz. Lezzetli bir yemek yersiniz, hoşunuza gider. Küçük bir kedi yavrusunu okşamak her zaman insanı rahatlatır. Bir gülün kokusu bütün herkesçe güzel kabul edilmiştir. Beş duyumuz ile algıladıklarımızdan başka ahlak gibi soyut kavramlarla ilgili olarak da güzel kavramı kullanılır.
Güzellik ile ilgili herkesin kabul ettiği ortak görüş kişiye göre değiştiğidir. Mecnun’un uğruna çöllere düştüğü Leyla’yı görenler “Güzel dediğin bu mu?” demişler. Mecnun’un cevabı konunun özeti gibidir; “Siz onu bir de benim gözümden görün.” Buna verilecek bir cevap yok.
Güzellik zamana bağlı olarak da değişebiliyor. 1800’lü yılların tablolarında görülen tombul kadınlarla bugünkü sıfır beden süper modeller birbirlerinden çok farklı görülüyorlar. Toplumların beğenileri zaman içinde inanılmayacak kadar değişebiliyor. Galiba değişmeyen tek şey güzellik denilince akla hep kadınların gelmesi.